Öğle Uykusu – İbrahim Paşalı


EVERYTHING (2)

Selamlar

Öğle Uykusu Haziran ayında okuduğum kitaplardan bir  diğeri. Yenişafak yazarlarından İbrahim Paşalı’nın adını taşıyan, ama pek çok katkı sağlayanı olan bir eser. Atasoy Müftüoğlu, Dücane Cündioğlu, Ersin Şahin, İhsan Fazlıoğlu, İshak Arslan, N. ahmet Özalp, Nureddin Durman, Melek Paşalı, ve Yusuf Özkan Özburun’un emekleri var… Tatlı bir teşekkür yazısında görüyoruz bu isimleri.

İbrahim Paşalı’nın okuduğum ilk kitabıydı bu. Kendisini pek sevdim. Zekasına, düşüncelerini ve hislerini ifade edişine ve bakış açısına hayran kaldım. “Olaylara başka çerçeveden bakalım”, “eleştirelim…” diyen entellektüel kafaların hası duruyor karşımda. Yıllardır kulağımıza üflenen gerçek diye yutturulan safsataları, yüksek sesle dile getiriyor. Okuduktan sonra göreceksiniz ki bu adam merdivenin üst basamaklarında, daha geniş açıyla bakıyor manzaraya.

Ben kitabın arka kapağından çok etkilenmiş ve bu sebeple almıştım. Arka kapakta aydınların bir asırdır “İslam ülkeleri niçin bu halde?”, “İslam dünyası niçin geri kaldı?”, “Osmanlı niçin yıkıldı?” gibi soruları sıkılmadan sorduklarını ifade etmiş.Bu soruyu soran kişilerin ezberci eğitime karşı çıkmasına rağmen verdikleri yanıtların hep ezbere olduğunun altını çizmiş ve eklemiş:

“Araştırma yapmaya bile ihtiyaç duymuyorlar… Avrupalıların okullarında ezberledikleri cevapları seslendiriyorlar. Buna da “Aydınlanma” diyorlar… Oysa Akdeniz güneşinin altında “Aydınlanma”ya ihtiyaç yok, her şey ayan beyan ortada zaten: … …”

Kitabı alıp okumanızı tavsiye ederim. Roman, öykü, şiir… biraz bekleyebilir. Ne dersiniz?

Son olarak kitap hakkında genel kanaat oluşturacak birkaç alıntı yapmak istiyorum. Bunu zorunlu görüyorum. Çünkü fikirlerini benimsemeyen, benimsemek istemeyen kişiler olabilir sonuçta. Karar vermeyi kolay kılmak gerek… Yorumlarınız ne olacak çok merak ediyorum. Keyifli okumalar.

-L

Devlet okulları, öğrenci açısından zengin, verilen eğitimin niteliğiaçısından fakirdir. Zengin bir eğitim için, öğrenci fakiri olmak gerekmektedir (s. 47).

Geri kalmak ve ileride olmak, aynı yolda olanlar için söylenebilir. İslam’ın insanları sadece refaha kavuşturmak, hayatın her alanında teknolojik araçları çoğaltmak, kadın ve erkekleri eşit bireyler yapmak gibi hedefleri hiç olmadı ki, İslam dünyasının bu dünyevi hedeflerden geri kaldığından bahsedelim.

Batı’nın iyi bir illüzyonist, teknolojinin de Firavungillerin illüzyonu olduğunu söyleyerek bitirelim bu yazıyı. Onların illüzyonları varsa, bizim de mucizelerimiz var. Mucize, çoğu insanın sandığı gibi çok nadir olan bir şey değildir. Kitap‘a göre mucize, yokluğunda insanı aciz bırakan, sürekli olarak hayatımızda yer aldığı için değerini bilmediğimiz, ancak kaybedince kıymetini anladığımız her şeydir (s.47).

Bugün Avrupa Birliği tartışmalarında yine sahnenin başköşesine yerleştirilen gayrisafi milli hasıla kavramını, o ki yine gözümüze sokmaya başladılar, biz de bir kez daha bu kavramı ayaklarımızın altına alalım. Gayrisafi milli hasıla, aslında insanlara, “Sen kaç paralık adamsın, ulan?” demenin bilimselleştirilmiş karşılığıdır (s. 115).

 

Yorum bırakın

Filed under Araştırma - Tarih, Felsefe - Düşünce

Bir şey söylemek istiyorum !