Zeytindağı – Falih Rıfkı Atay


Pozitif Yayınları

Zeytindağı, ne lisede gördüğümüz edebiyat dersinde ne de üniversitede ilgili derslerde dikkatimi çekti. Zeytindağı, Kitapyurdu’ndan gelen “Başbakan’ın tavsiye ettiği kitap” başlıklı maili ile dikkatimi çekti açıkçası.  23 Temmuz tarihli internet gazetelerinde yer alan haberlere bakıldığında da, her gencin okuması gerektiği Zeytindağı ve Medine Müdafaası adlı iki kitaptan bahsettiği görülür Erdoğan’ın. Kafalardaki “neden bu kitaplar? sorusuna da cevap vermiştir: “Bu toprakları anlamak ve anlamlandırmak, bugünlere nasıl ulaştığımızı görebilmek adına bu ve benzeri eserler mutlaka okunmalı ve okutulmalı.” Ben de Siyasi ve tarihi kitapları fazla okumama ve artık başka türlere yönelme isteğine karşın bu kitabı aldım, okudum.

Kitabın adı Kudüs’e yakın bir dağ olan Zeytindağı’ndan geliyor. Cemal Paşa’nın Başkumandanlıktan isteği üzerine Zeytindağı’nda bulunan karargaha, Alman misafirhanesine gider ve serüven başlar. Suriye, Mısır, Hicaz’dan bahsederken samyeli ve kıble rüzgarlarının tenimde estiğini hissettim. Aç susuz askerin karın gurultusunu duydum. Şehit kanının kokusunu hüsranla ciğerlerime çektim. Bir vagon dolusu mecidiye altınını nasıl geride bıraktığımızı gördüm.  Gerçekten adımın ne anlama geldiğini bu sayfalarda anladım. Dolayısıyla bu eseri “Süründüren kitaplar” listesine ekledim. Nurullah Ataç, Selami İzzet Sedes, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Behçet Kemal Çağlar, Burhan Asaf Belge, Hüseyin Cahit Yalçın gibi pek çok yazarın övgüsünü hak ediyor. Kanal Cephesi ve Hicaz Cephesi ; Çanakkale, Kafkasya Cephesi’nin gölgesinden bu eser sayesinde kurtuluyor diyebiliriz.

Sizin için altı çizilenler:

“Çocuklarımızın Avrupası Marmara ve Meriç’te bitiyor.”

“1913’te bir Mustafa Kemal, yüzyıl sonrası için bile hayaldi, fantazi romanlarda bile yeri yoktu.”

“Türkiye’yi kurtarmak için, Alman zaferi yetmezdi. Enver’den ve Almanlardan kurtulmak da lazımdı. Bunu kim yapacaktı?”

“Vatan kaybı İstanbul’da çabuk unutulur.”

“Meşrutiyet gençliği gibi Cumhuriyet gençliğinin de başlıca eksiği budur. Her gün aramızdan iltimaslıların ayrıldığını görüyorduk.”

“Bürokrasi bilhassa bizde tembelliği, kafasızlığı, kötü niyeti, bilgisizliği meşrûlaştırmak demek olmuştur.” 

“Büyük Harbde Osmanlı hazinesinin büyük bir kısmını çöl ve urban yemiştir.”

“Karargâhın içinde: ” Kudüs düştü!” sözü ölüm haberi gibi yayıldı. Daha şimdiden Beyrut’a, Şam’a, Haleb’e göz yaşlarımızı hazırlamak lâzımdı.”

“Şöyle bağıranlar:

– Altın değeri ormanlarımız işlemiyor.

– Paha biçilmez madenlerimiz toprak altında yatıyor.

– Dünya değeri mahsullerimiz tekniksizlikten ölüyor.

Haksızsınız! Biz, ormanlarımızı, madenlerimizi, mahsullerimizi ve sanayimizi değil, biz Türk’ümüzü işletmiyoruz.”

Falih Rıfkı çöl destanını mükemmel bir Türkçe ile  anlatıyor. Daha neler neler var ama bundan sonrasını size bırakıyorum…

-Leyli

1 Yorum

Filed under Siyaset

1 responses to “Zeytindağı – Falih Rıfkı Atay

  1. Gerçekten dönemini çok güzel bir Türkçe ve uslupla anlatan okunması gereken bir eser , bulunduğumuz coğrafyaya bu devleti kuranların nasıl baktığı konusunda küçükte olsa bir izlenim verebilecek bir eser.

    Beğen

Bir şey söylemek istiyorum !